19 Şubat 2015 Perşembe

Şimdi bir semt adı; Vefa

“Tek bedende kaç kişiyiz?”

Ben sana küsüm aslında haberin yok babacığım. Nazım bir tek sana geçmez çünkü.
Neden ve nasıl haberin olmadığını inan bende bilmiyorum. Sakladığım bir şey olduğundan değil aslında, sadece hatırlamak istemediğin biraz da işine gelmeyen anılarımız söz konusu. Sen unutmayı seçtin. Öyle güzel kandırdın ki kendini, hayran kaldım. Belki de çok önemsizdi senin için, yok yok kandırmadın kendini demek ki. Öyle önemsizdi ki seninle sadece seninle yaşadıklarımız, unutuverdin işte o kadar.
Şimdi nerden çıktı bunca sahiplenmek? Nerden çıktı “Oralarda başına bi iş gelecek bizi üzecek” demelerin.
Ne zamandır üzülüyorsun benim için canımın ta içi?

Üzülsen,
                Üzülebilsen,        
                               Böyle kıyar mıydın bana?

Yokluk seninkisi, boşluk. Çok kıymetli evlatların seni yanında çalıştırmaya başlayınca anladın kimin GERÇEK olduğunu. Övmüyorum kendimi sakın yanlış anlama babam. Ben sana kızamıyorum bak hala. Tam on üç yaşımdan beri hiç kızmadım sana. Sosyetik sevgilinle tanıştırdığından beri yani.
Sadece sana bile fazla geldi bence sabrım. Bu kadarına dayabileceğimi sen bile tahmin edemedin sanki. Hadi gel anlaşalım, kabul et.

“Bu yaştan sonra seni kaç kere daha görebileceğiz ki sanki” mantalitesindeki sevgili babam için ben çoktan yitip gitmiştim zaten. Vazgeçmişti çoktan benden. Belki de yirmi iki yıl önce vazgeçmişti, fark edemeyişim normal yine de…

Velhasıl kelam vazgeçtin ya benden, seni böyle severken ben de vazgeçtim senden. Sakın elimi tutmaya çalışma artık. Çünkü eğreti duracağız. Biz o tatlı baba kız figürlerini yaşatamadık ailemizde canımıniçi. Boş ver ben de vazgeçeyim senden. Kaç kere daha göreceğim ki seni artık zaten?

Ağır geldi mi şimdi bu söylediğim? Ölüme benden daha yakın oluşunu hissedişin. Ama hislerinde de yanıldın, şu hayatta attığın her adımda yanıldığın gibi. Kim ölüme daha yakın bilemezsin bitanem.

Belki kaç günümüz kaldı ki beraber yaşanacak derken benim ömrümün kısalığından bahsetmiştin, olamaz mı yani?
Döndürme beni yolumdan, çekme o huzursuz evine gerisin geri. Yapamam çünkü sen de düşün biraz bizi. Düşün ve hak ver artık. Düşün ve miden bulansın artık kendinden. Düşün ve utan artık lütfen utan!

Sen sadece beni değil, bizi sevmedin. Sevemedin belki, sevmeye mecbur bırakıldın. Ama üzgünüm, yapıp etmelerinin sonuçlarına katlanmak var şu canına yandığımın hayatında. Ben baya bi hesap ödedim. Sen de denersen belki geç olmaz bizler için.

Affettim ki ben seni. Ne haddimeyse, affettim işte. Unut gitsin diyeceğim ama; unutmuştun sahi.




Herkesin korktuğu gün; bana o bayram günüydü işte, en vedalaşamamışından.



Öyle bi sev ki; tüm çektiklerine değdi desinler.
Kederine bittiğim.
Çünkü hayatta en pahalı şey; aldığımız nefes.
Çünkü yalnız yaşamak için çok fazla bu hayat.



Kuşlar gibi uçmak lazım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder