O
ve onun gibilerin gidişlerine değil, umutlarımın bir defa daha yerle bir
oluşuna ağlamıştım o gece.
Hayal
kırıklığına uğramaktan çok korkarım derdim hep, bu yüzden hayal kurmam. Sizler
o hayalleri zorla kurdurttunuz bana. Gözümde canlandıran bana onları bir bir
betimleyen hep sizlerdiniz bayım.
Ben
dene-yanıl yöntemiyle ayakta kalıyorum neyse, bu sefer de olmadı. Hala çok geç
değil. Bu da olacakmış. Bunu da yaşayacakmışım.
Bir
“Tamam geçti, korkma” cümlesi için abartmaksızın birçok şeyi feda edebileceğim bir geceydi.
“Umut uyanık adamın rüyasıdır.” Demişti Aristo
ve ilk gençlik yıllarım boyunca felsefem haline gelmişti.
E şimdi
ne oldu öyleyse?
Ben
aşktan sevgiden geçtim, daha büyük sorunlarım var, aşk kelimesi bile midemi
bulandırıyor diyen Yasemin’e ne olmuştu şimdi?
Yazdıklarım
–ya da yaşadıklarım- kimsenin umurunda
olmaz diye çıkmıştım yola. Bir bakıma umursamadan başladım anlatmaya.
Dinlemezseniz de dinlemeyin dedim, benim ruhum arınsın da yapıp
ettiklerinizden.
Velhasıl
beni dinlediklerine inandığım insanlar oldu, hatta öyle ki üstlerine alınanlar
bile.
Hiç
tanınmamışım yıllarca! Bingo!
Güzelce
gizlemişim acıları Polyanna maskemin altına.
Maskeyi
yanlış anlama hemen, o mutluluk sıçan tiplemeyi canlandırma gözünde.
Bir çıkış noktasına ihtiyacım var.
Nereden
başlayacağımı bilemiyorum bir türlü. Hep sanırdım ki bir gün hayatımdan gelip
geçen tüm insanları enine boyuna araştıracağım ve birisiyle paylaşacağım. O satırlarla
ve sarı samanla buluşturacaktı benim hikayemi. Ayşe Kulin’in Bora’sı gibi. O
hayaliydi sanırım ama neyse. Ve tüm bunlar ben koca bir nine olduğumda
gerçekleşecekti, insanlar halime bakıp “Çok yazık!” diyecekti. Tırnak arasını
sen de doldurabilirsin.
-Beni
çabucak unutmuş olabilirsin, bilirsin severim balıkları-
Sonra?
Öncesi gibi,
Öncesi kadar çok,
Öncesi kadar
fazla.
“Birazdan
kudurur deniz”
Bu
geceler için yazılmış olmalı. Antalya’daki ilk günlerimde bu şehrin
yağmurlarını sevmemiştim.
Çok
nadir insan sever bu yağmurları. Ya da şöyle izah edelim.
Bir şişe
vodka içen herkes sever yağmurda yalınayak koşmayı.
Şimdi
ise kimsenin işine gelmeyen bu kasvetli yağmurları en çok ben seviyorum.
Bugün de
hayatımın farklı bir miladı olsun. Her şeyi ve herkes terk etmekten bir gram
korkmadığım gün bugünmüş.
Hiçbir
yere ait olmayanları iyi tanırım, her yere aitmiş gibi davranırlar.
Olsun!
Güzel günlerde bizi göremeyecek J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder