“Tek bedende kaç kişiyiz?”
Ben sana
küsüm aslında haberin yok babacığım. Nazım bir tek sana geçmez çünkü.
Neden ve
nasıl haberin olmadığını inan bende bilmiyorum. Sakladığım bir şey olduğundan
değil aslında, sadece hatırlamak istemediğin biraz da işine gelmeyen anılarımız
söz konusu. Sen unutmayı seçtin. Öyle güzel kandırdın ki kendini, hayran
kaldım. Belki de çok önemsizdi senin için, yok yok kandırmadın kendini demek
ki. Öyle önemsizdi ki seninle sadece seninle yaşadıklarımız, unutuverdin işte o
kadar.
Şimdi nerden
çıktı bunca sahiplenmek? Nerden çıktı “Oralarda başına bi iş gelecek bizi
üzecek” demelerin.
Ne zamandır
üzülüyorsun benim için canımın ta içi?
Üzülsen,
Üzülebilsen,
Böyle kıyar
mıydın bana?
Yokluk
seninkisi, boşluk. Çok kıymetli evlatların seni yanında çalıştırmaya başlayınca
anladın kimin GERÇEK olduğunu. Övmüyorum kendimi sakın yanlış anlama babam. Ben
sana kızamıyorum bak hala. Tam on üç yaşımdan beri hiç kızmadım sana. Sosyetik
sevgilinle tanıştırdığından beri yani.
Sadece sana
bile fazla geldi bence sabrım. Bu kadarına dayabileceğimi sen bile tahmin
edemedin sanki. Hadi gel anlaşalım, kabul et.
“Bu yaştan
sonra seni kaç kere daha görebileceğiz ki sanki” mantalitesindeki sevgili babam
için ben çoktan yitip gitmiştim zaten. Vazgeçmişti çoktan benden. Belki de
yirmi iki yıl önce vazgeçmişti, fark edemeyişim normal yine de…
Velhasıl
kelam vazgeçtin ya benden, seni böyle severken ben de vazgeçtim senden. Sakın
elimi tutmaya çalışma artık. Çünkü eğreti duracağız. Biz o tatlı baba kız
figürlerini yaşatamadık ailemizde canımıniçi. Boş ver ben de vazgeçeyim senden.
Kaç kere daha göreceğim ki seni artık zaten?
Ağır geldi
mi şimdi bu söylediğim? Ölüme benden daha yakın oluşunu hissedişin. Ama
hislerinde de yanıldın, şu hayatta attığın her adımda yanıldığın gibi. Kim
ölüme daha yakın bilemezsin bitanem.
Belki kaç
günümüz kaldı ki beraber yaşanacak derken benim ömrümün kısalığından
bahsetmiştin, olamaz mı yani?
Döndürme
beni yolumdan, çekme o huzursuz evine gerisin geri. Yapamam çünkü sen de düşün
biraz bizi. Düşün ve hak ver artık. Düşün ve miden bulansın artık kendinden.
Düşün ve utan artık lütfen utan!
Sen sadece
beni değil, bizi sevmedin. Sevemedin belki, sevmeye mecbur bırakıldın. Ama
üzgünüm, yapıp etmelerinin sonuçlarına katlanmak var şu canına yandığımın
hayatında. Ben baya bi hesap ödedim. Sen de denersen belki geç olmaz bizler
için.
Affettim ki
ben seni. Ne haddimeyse, affettim işte. Unut gitsin diyeceğim ama; unutmuştun
sahi.
Herkesin korktuğu gün; bana o bayram günüydü işte, en vedalaşamamışından.